24 Haziran 2012 Pazar

Ortaya Karışık

*Kocaman Bir Aileyiz
     Anonsu verip hatla ilgili işlemleri yapmaktayım, hatta bekleyen kişi sayısı -ki bizde ona wait diyolla- kırk kırk beş kişi kapanış anonsunuveriyorum saniye geçmeden dıııt yeni bir abone bir kulagımda kulaklık telefonda #konserdeyim, diğer kulağımda çağrı kulaklığı #işteyim. durum o derecek karışık anlayacağın. E kaçmazdı Fatma Turgut Disko Kralı'na gelcek işten atılma olasılığı göze alınmaz mı? 


     Sol kulağıma giren sözler beni çok duygulandırdı. Twitter üzerinden gelen #konserdeyim fotoğrafları Okan'ı bizi kocaman bir aile olarak gördüğünü söylemesi o kadar içten geldi bana gerçekten duygulandım. Çağrı gelmemesi için sistem üzerinden mola tuşladım. Bir düşündüm evet onlar orda Okan'ı bir defa programında gördüm dibimde ama bir tek kelime bile konuşmadım. Malum sevmez pek yalaka durumlarını sevmez abi bir foto çekilebilir miyiz durumlarını ama o Kocaman Bir Aile lafı gerçekten düşündürdü beni. Neden mi? İşteyim telefondan izleyeceğim diye bir yandan yırtınıyorum bir yandan işimi yapiyorum. Ben sadece bir örneğim kim bilir kaç kişi yolda, evde, yurtta, işte bir şekilde aynı ortamı ortamdan çook uzaklarda yaşıyordu. Birbirimizi tanımasak da bilmesek de harbiden o köy -Okan- bizim köyümüzdü.

     Bu kocaman aileyi seneye yalnız bırakamazsın! Haftada beşş gece yarışma programı mı yaparsın naparsın bilemem artık ama seni sadece tvde görme imkanları olan insanları senden mahrum edemezsin. Buna hiç ama hiç hakkın yok. Çünkü sizin değiminizle şu şov bizinısda adam olan adam gerçekten çok az. Beni siz yarattınız modunda değil bu söylemler seni sen bu duruma getirdin. Adamlığının suçu senin bir suçun yok. O yüzden de kimseyi adamlıktan ırak eylemeye hakkın yok be kral. Babam yaşında adamsın o yüzden daha bi şey demem sana!
     Fatma Turgut hakkında da birşeyler söylemek isterim. Eskişehir'de bir mekanda canlı dinledim. Yok yok arkadaş playback falan yapmıyor canlı şahit var karşınızda ne playbacki kralını söylüyor yaşıyor anlamak için şarkısına sen de dalacaksın sen de yaşayacaksın.

*#savaşmayacağım #savaşahayır

     Kurucusunun Yurtta Sulh Cihanda Sulh dediği bir ülkede Suriye ile savaşılsın mı savaşılmasın mı diye tartışılması çok ironik değil mi? Hele hele akil adamlarımız N.D, Erol amca falan Leyla İle Mecnun'da böyle ironi yok be yahu. Biz ne amerikanın maşası oluruz ne de natonun... Topunun Amk.. Azıcık Mantıklı Konuşun amk twitter üzerinden savaş talimatı verip çay içiyorlar! Ki anlamadığım şu; bizim Esad ne zaman oldu Esed? İstanbul'da Asya'dan Avrupa'ya geçilemezken Suriye sizin neyinize beyler? 

     Siz 20 yıldır ölen askerleriniz için ne yaptınız bıçağı kemiğe dayamaktan başka? Siz 20 yıldır ne yaptınız gazinizin elektriğini kesmekten başka? Hangimiz yüzlerine cesaretle bakabiliyor? Ya da kopul koluna bacağına?  Y.Özdil'in de dediği gibi şarapnel parçaları bunlar vicdanınızın neresine denk gelirse!

*Eskişehir Şehir
     
     Okan'ın hangi programıydı hatırlamıyorum. Boğazdan söz edip durdular konukları.  Boğaz hani cidden güzel eyvallah yaradanın güzelliği o. İstanbul'sun ülkenin gizli forveti misali gizli başkentisin aslında. Peki baba ne yaptılar sana? doğa güzelliğin eyvallah Ege'yi Karadeniz'i birleştiriyorsun Marmara'nla. Üstüne ne koydunuz Okan'ın dediği gibi?
   
     Şehirse abi, denilen şey Türkiye^de gördüğüm kadarıyla Eskişehir derim. 10 20 yıl önce tozundan çamurundan bahsedilen şehrin artık denizinden köprülerinden küçük Venedik'inden bahsediliyor. Helal olsun Yılmaz Hoca'ya (bld başkanı), adam Odunpazarı evlerimiz var deyip saklanmamış bir köşeye her yere yürüyerek gidilen, yapay da olsa denizi korsan gemisi olan bir şehir oluşmuş. Çoğu caddesinin taşıt girmediği gençliğin soluğunu her daim içinde hissettiğin bir şehir. Envayi çeşit müzeleri, heykelleri, yolları, tranvayı ulaşım sorunu mu(?) o da ne neden bir şehir? Otopark sorunu hariç, çünkü araba manyağı bir milletiz ki arabanın en gereksiz oldğu bir şehirde. 

     Gay may değil ama Yılmaz Büyükerşen efsanedir Eskişehir'de!

10uRcoban7

12 Haziran 2012 Salı

Kekleniyor Muyuz? 2

     Kelebek ödülleri dağıtilmiş. Izleyemedim sadece bir göz attım özet misali. Pek bir şey de kaybetmemişim hani. Bizim ilkokul müsameremiz daha zevkliydi doğrusu. Bir de o kadınlar ve erkekler ödül törenlerinde neden bu kadar çirkin oluyorlar çözemiyorum. Caanım Kivancım serseri ruhlu erkek hiç oldu mu o takım sana? Gůlsem kadınım güzel burunlum ve diğer hatunlar nedir bu tavus kuşu merakıniz? O yüzden mi sevmiyorum acaba ödül törenlerini, kadınlardan soguttukları için mi?
   
     Herkesin bildiği üzere Kelebek Hürriyet'in bir eki Hürriyet Doğan Grubu gazetesi, Kanal D Doğan Grubu kanalı. Yani ortada bir akrabalık söz konusu yabancıya gitmesin hesabı Yalan Dünya rüzgari esmiş törende. Ilk başlarda ne yalan söyleyeyim ben de izliyordum. Fena değil gideri vardi. Medya Kralı oncesi vakit geçirmek için yeterli oluyordu. Son dönemlerde gideri de gitti. Fena halde sıkıcı olmaya başladı. Artık paylaştıklari #'ler trending topic falan olamıyordu. Demekki izleyici artık bakmıyordu beğenmiyordu. Peki, bu Yalan Dünya neden ödüllere ambargo kurdu? Harbiden yabancıya gitmesin mevzusu mu vardı çok merak ediyorum. Yani bu ödüller neye göre belirleniyor?

     Pazartesi trendingin wordunu vuran L&M tek bir ödül alamadı. Worlde 1. Türkiye TTde en az 4 "#" L&M ile alakali ama Trt'de ve sizin kadar reklam yusuf yusufu çekmiyor, reklam verenleri kandırmak için uğraşmıyor, rayting s*k*nde degil yani Kafasına takmiyorlar. Adamlar eğlenerek işlerini yapıyorlar, e bu samimiyet izleyicinin içine işliyor artık senin takipcin oluyor. Ödül alıp alınmamasında değil göz göre göre keklemeyi çalışıyorlar! L&M almasa da gene daha çok izlenecek daha çok tepki alacak takip edilecek bu kesin de olay şu ödül töreni diyip kendileri yazıyor kendileri oynuyor. Şak şaklamaya devam!

     Behzat Ç'yi de yazmadan geçemeyeceğim. Pazar gecesi prensi Behzat Ç de eli boş döndü Kelebekten. Muhteşem Süleyman'ımız sağ olsun.

   
    ( Geçen yıl aynı törende Şirin'in kocası, Istanbul'un babası ne demişti; "Ekran yüzü olmayan babayı alır!". )


10 Haziran 2012 Pazar

A Sosyal Medya

     Hayatımıza birden giriverdi. Halbuki 90lı yıllarda internet hayatımıza girerken kestirebilir miydik işin taa buralara geleceğini? Yok yok kimse kestiremezdi tabiki çünkü o zamanlar ''acı var mı acı?'' gibilerinden bir medyamız vardı bizim. Sistem sıcak ekmek üzerine sürülen tereyağı gibiydi üstüne bir de bal hesabı yağlı ballı gidiyordu. Lakin nerden bilsinler yağlar ballar bir gün ellerine yapış yapış bulaşacağını. Tereyağı balı yemenin şekli değişti.
     Köşe yazarı olarak değil kenarda köşede yazar hale geldiler, gazetenin en açılmayan masaya bez niyetine konulan sayfalarda kaldılar. Kimisi iyi kıvırdı bu işi mesele örnekse bir Y.Özdil olamadılar her gun yazdıklarıyla trending topic olamadılar yani.
     Sosyal medya olarak her şey güzel gidiyor aslında ama bir de öz eleştirisi var sosyal sosyal derken her yerde -evde, sokakta, otobus/tranvayda- gozumuz o küçücük aletin üzerinde olur hale gelmedik mi? Yolda yanımızdan geçen bir ahbabı tanımaz hale gelmedik mi? Ya otobüste yan tarafa oturan güzel kızı kesmez duruma gelmedik mi? O kızla iki cumleyi bir araya getiremez hale gelmedik mi? (Face'den bulsam anasını bile bellerim deme hemen olay zaten bu :) )
     Konuşmaz, kapalı, bitkin, hayat görüşü RT'ler ve tweetlerden ibaret, Apple'in sahibi ölünce üzülen mahalledeki yaşlı amcanın cenaze namazında saf tutmayan bir hale gelmedik mi? Bak adı üstünde bu sosyal medya, herşeye bir Türk usülü ekleyip de bu sosyal medyayı Asosyal hale getirmeyelim yada o bizi asosyal hale getirmesin (artık her neyse)
     Çevrende olan bitene RT ile yetinme kan lazım tweetini RT edip pc'nin yanındaki vişneni yudumlamay devam edersen sıkıntı var be arkadaş.
     Yazsam ne olur yazmasam ne olur zaten bu saate kadar uyumamıssın gerekli tweetlerini ve RTlerini yaptın, insanlık adına güzel şeyler başardın. Biliyorum çok şeyi sistemi de değiştireceksin, pc'in ısınmış hadi kapa da yat karşim


9 Haziran 2012 Cumartesi

Gençlik Parkı'ndaki Fışkıyenin Önündeki Kız

     Merhaba;
     Uzun zamandır yazamıyorum. Bir Türk operatörün çağrı merkezinde '' xxx'e hoşgelsiniz ben Onur size nasıl yardımcı olabilirim?'' gibi cümleler kurmaktayım çünkü. Twitter hesabımda ''ne itaatkar ne hizmetkar'' yazıyor. ''Bana demeyin ne la Oğlum bak git''! Bunu derseniz Okan Bayülgen'e denen madem bu kadar sisteme karşısın ne işin var her on reklamın beşinde seslendirmede lafından bir fark kalmaz. Üstad açıkladı nedenini benim açıklamama gerek yok sonuçta bu işler Bodrum'da organik domates yetiştirle olmuyor.
     İş yerinden girdik madem, o zaman başlığa uygun olarak devam edeyim.( Başılığı koyarken bu hikayeyi zaten anlatacaktım bu neyin artistliği) Çalıştığım xx opetaröründe bir kız arkadaşım var. Nedenini sormaya, yüzümün kızarıklığı el vermediği için gerekli açıklamayı yapamıcam bu kız hakkında. Bir ayağı platinli demirli bir kız sizin deyiminizle engelli! Elit olamayan kısım için özürlü!!!
     Sohbeti çok iyi yüzü çok güzel bir kız. Hani bizim şu gecelerde fink atan  şarkıcı ve manken diye yutturulan kevaşelerden on kat daha tatlı ve güzel bir kız. Öncelikle kevaşe demek istemedim pardon. O kadar güzel bir yüzü ve ormanları kıskandıran bir gözü var ki anlamamam. Betimlemeler kifayetsiz kalır.
     Bir gün lokasyonun önündeyiz. Adını bilmediğim tanımadığım -yeni olduğum için- bir arkadaşım önümüzden geçti. Ayakları aksak yani dik duramıyor. evet elit kısım tanıdınız engelli! Ormanları kıskandırılan gözlü Merve:
     -Allah'ım sana şükürler olsun!
     Cümle bundan ibaret! Merve daha yirmili yaşlarında. Yaz aylarına girilirken yaşanan bu sıcakta arkadaşları gibi diğer kızlar gibi mini etek giyemeyen, belki de düğününde gelinlik altına bile jean giymek zorunda kalacak bir kız!
     Sen erkeksin belki anlamazsın arkadaş bunu okuyan bir kız varsa düşünsün her mini etek giyerken, hatta ve hatta miniyi kıçından yukarı doğru çekerken düşünsün! Bir etek giyip de gezemediğini... Biz erkekler için belki basit gelir sonuçta derler: ''Ne var len giymese ne olcak'' Malız biz bazen anlayamayız siz kadınlar bizim için de düşünün miniyi kıçınızdan yukarı doğru sıyırırken biz mallara da anlatırsınız. Dersiniz ki bol kale ve sen gol atamıyorsun. O zaman anlarlar belki!
     O ''Allah'a şükürler olsun'' bana öyle bir koydu ki. Her şeye isyan ederken. İsyanın başını çekecek olan şükür yolunda. Bir duruldum. Bir serpelendim.
     Bugün de Okan Bayülgen'e telefonla konuk olan Gençlik Parkı'ndaki fışkıyenin ve Türk Bayrağı'nın önündeki kıza Okan'ın yaklaşımı beni tekrar bir daha düşündürdü. Bu adam neden bu kadar adam. Sen onu Cuma günü davet ettin yaşama sevinci olarak Bendeniz ve sen oldun ya adamsın Okan! Bunu ister paylaş ister paylaşma zikimde değil. Bilirim sen sevmezsin övgüyü inan değil şeyimde! Çümkü bu adam olduğunu adamlığını değiştirmez! Senle tanışmayı en çok isteyen biri olarak o Gençlik Parkı'ndaki fışkıyenin önündeki kızı çok kıskandım. Tadını çıkar Gençlik Parkı'ndaki fışkıyenin önündeki kız!