28 Mart 2013 Perşembe

Gerçeğe Çağrı

     Öncelikle okuduklarınız kayıt altına alınmaktadır. Bu yazımda çağrı merkezinde çalışmanın zorluklarından bahsetmeyeceğim. Dilerseniz zorluklar hakkında oluşturduğum daha önceki yazıma da bir göz atabilirsiniz. http://10urcoban.blogspot.com/2012/08/dtt.html 

     Taşeron yani ''modern kölelik'' sistemi devreye girdiğinden beri her sektörde olduğu gibi çağrı merkezi sektöründe de insanlar az para çok çalıştırılmaktadır. Ülkemizde çağrı merkezi sektörü çok hızla gelişme sürecine girdi. Bu gelişme süreci olarak bahsettiğimiz durum ise para babaları açısından geçerli. Çünkü her bir bokun 444'lü numarası çıkmakta. Örneğin x bir 444'lü numarayı aradığınızda, aradığınız yerin o firma mı olduğunu sanıyorsunuz? Her markanın bir numarası olduğu için bir şirket çıkıyor, Call Center kuruyor ve çeşitli firmalarla anlaşıp onun müşterilerinin ihtiyacını karşılıyor. Markalar arttıkça yetişemiyor ve o da daha küçük bir Call Center ile anlaşıp benim işimi yap diyor. Yani taşeronun da taşeronu, tavşanın suyunun suyu...

     Musluk önce bir üst şirkete sonra bir alt şirkete şeklinde akıyor. Çağrı merkezi çalışanlarına (Agent'lara) da bir iki damla su kalıyor, bir kova ter dökmüşken. Aslında her sektörde bu böyle sadece bizim sektörümüzde bu şekilde diye ağlamıyorum. Ancak yapılması gerekenler var. Türkiye'de agentların çalışma koşulları ve tazminatsız haksız işten atılmaları sadece ''Başka Dilde Aşk'' (2009) filminde konu alındı. Bir kaç bankanın agentları ilk olarak 2004 yılında  http://www.gercegecagrimerkezi.org/ sitesi ile ilk toplu harekatlarını oluşturdular. Hatta filmde bu site de senaryoya eklenmiştir. 

     Tüm bu uğraşların internet üzerinden oluşturlan toplulukların sonucunda 2006 yılının Kasım ayında Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği (ÇMÇDer) kuruldu. 2006 Kasım'ından beri hala bir kıpırdama bulunmamakta. Sosyal medyada kendine yer alamamakta. (Hoş twitterda takipleşelim tagleri ve futbol tagleri sağolsun onlar önceliğimiz ya! Tag tag mına koduklarımın bokunu çıkardı) Biz agentların hala bir sendikası bulunmamaktadır. Sendikamız olmadıkça http://www.suleymancelebi.org/meclis-calismalari/274/cagri-merkezi-calisanlari-meclis-gundeminde#.UOqjjY4cQwY.twitter gibi haberler hep yer alacak. Her kendi adına şavaşmalı ve bir şeyler yapmalı. Yolu, yöntemi, nasıl olduğu önemli değil. Yaz, çiz, oku, duyur naparsan yap 'dan vazgeçme!

                                                     

8 Mart 2013 Cuma

Bekliyoruz(m)


     Bekliyorum(z) yazısına cevap çıkmayınca (belki de daha görmedi) götümden uydurmadığımın kanıtıdır. Not: 1-8 Mart arası atılan tweetlerden bir kaç örnek alınmıştır. Sadece bir iki tanesinde Okan'ı özleme tweeti vardır. Onları da almak istedim. Genel olarak hepsi kanal hakkındadır. 
Not2: 2 ve 3 Mart tweetleri dikkate alınmamıştır. Malumunuz Justin fotoğrafı profil fotoğrafı olunca gündem çok kaybolmuştur.

Bekliyorum(z)
Bekliyoruz(m)

                                                          

7 Mart 2013 Perşembe

Bekliyorum(z)


     On yedi... On sekiz doldurmayanlara satılamaz. On sekiz yaşından küçükler oynayamaz, kazandıkları taktirde biletlerine ikramiye ödenmez. On sekiz yaşından küçükler giremez.

     On sekiz... Ehliyet alabilir, kendi üzerine hat alabilir (hoş o on altı yaşına düştü ama çoğu kişi bilmiyor), bahis, çekiliş gibi şans oyunları oynayabilir, lise bitmiştir artık rahat rahat sakal bırakabilir, on sekizini doldurduğu için istediği mekana girebilir :). On sekizi doldurunca yapılacak bazı aktiviter... Bunlara istinaden On8 Tv'nin ismi mükemmel bir yaratıcılık olduğunu daha önce belirtmiştim.

     Genç kuşağın daha önemli bir özelliği de sabırsızlığıdır. Stand uplara konu olan mesaj daha giderken cevap gelmedi sabırsızlığı, pcyi başlatırkenki sabırsız bekleyiş (hatta eve gelince once pcnin start tuşuna basılır sonra üst baş değişilir), delikanlıdır araba/motor tam gaz kullanılır. Genç sabırsızlığını bunun gibi bir ton örnekle doldurabiliriz. On8 Tv'yi bekliyoruz. Yanlışım yoksa eğer bir yılı geçti. On8 Tv ha başlıyor. Ha başlayacak. Reyhan Tüysüz eylül gibi yazdı; ''Kasım'da yayındayız''. Bekledik olursa ekime olmazsa kasıma diye. Ekimler kasımlar oldu aralığa kadar. ''Ocak'ta yayındayız.'' Ocak oldu, şubat oldu. Mart oldu mart! On8 Tv'den tanıtım videoları dışında hala bir kıpırdama yok. Sizden kediler bile daha aktif bu ay. Tam anlamıyla bir bildiri yapmanın vakti gelmedi mi? Bilmiyorum eğer yapıldıysa da biz mi fark etmedik. Hoş dört bir koldan takipdeyiz. Digital platformlara ne zaman geçecek? Test yayını ne zaman bitecek? Sözde yarışma programı ne zaman başlayacak? ..................

     Kanal nasıl kurulur bilmem. Tv yayıncılığı hakkında bi bok bildiğim de yok. Bekara hanım boşamak kolay gelire çıkıyor yol biliyorum. Fakat benim gibi bir çok kişinin yukardaki sorulara yanıt aradığı malum. @okanbayulgen şeklinde ne tweetler atılmış bakıyorum bir çoğu kanal ile ilgili sorular. Tamam hepsini cevaplayamazsınız ama ''yaşamımıza arkadaşlık edecek'' ''yalnızca bizim için'' olacak olan kanal ile ilgili bilgi hakkımız yok mu? Sevgilisinden uzun süre mesaj gelmemiş adam tribiyle yazılmış bu naçiz yazımda bir cevap bekliyorum(z)!