Günde kaç kere bir cümleyi tekrarlıyorsun? En basitinden Ali ata bak der misin tam yüz elli iki yüz kere. Aaa ne var bunda çok kolay dimi. Peki bir dıt sesi bul kendine önce dıtlat sonra Ali ata bak de. Bu sefer yüz elli de kafi. Becerebildin mi? Tamam süper. Şimdi de yüz kere yapalım bunu ama arada ben gireyim devreye sözünü keseyim, dediğin şeyi üç beş kere tekrarlatayım zevkine anlamamazlıktan gelerek, mesela altıncı kere tekrarladığında ''neden bekletiyorsunuz lan beni diyeyim'', onuncuda gönlülünü alayım tatlı dilli olayım, tam onbirincide dıtt Ali a--- dedirtmeden ben sana bi dümdüz kayayım küfür kıyamet. Ne oldu hafiften bi kızardın gibi oldu? E bi dur daha onbirincidesin. Beynini yiyen o dıtt sesleri daha bitmedi bi seksen tanecik daha kaldı. Ha bir de on saatin daha.
Mola tuşla dinlen şöyle kendine gel. Çık şimdi evinden dışarı, bahçede çay var çayını koy. Boğazın kurumuştur bi yumuşasın. Sigara içiyorsan hafız işin zor hele bi de işiyorsan püfff sen öl öl! Bakma öyle yüzüme aval aval neden püffledim diye. Çünkü tam on dakikan var. Mola süren on dakika bir saniye olduğunda yerinden kalkıp, dışarı çıkıp, çayını sigaranı içip, varsa çişini yapip, tekrar yerine gelip, oturup on ikinciye başlamış olman gerek. On dakika bir saniye olursa yersin uyarıyı.
Dıtt on iki... -Ali ata bak. '' Lan sen ........ '' -Anlatay ''Sus beni dinle beni'' ''.....++++++...........'' (49. dakika hala daha konuşuyorum sadece Evet de onayla dinlediğini bellet) -'' 'vıdı vıdı' şöyle olacak 'vıdı vıdı'yı şu şekilde kullanırsanız herhangi bir problem yaşamazsınız. ''Hee kusura bakma biraz kafanı şişirdim. İlk başta da kalbini kırdım. Ağır konuştum. Halbuki sözüm sana değil biliyorsun kardeşim yetkililerde yetkililer duysun hani malum dinleniyor ya'' (59':45'') -Peki iyi günler.
.
.
.
Dıtt on elli... Ali ata bak. ''He baksın Ali ata, bak bi ne dicem bana 'vıdı vıdı'yı anlatsana. Başladın hadi bakam devam et. Ben biraz garip sesler çıkarırsam kusura bakma. Bi iki dakika sürüyor zaten işim bitince kapatırım. Sen susma anlatmaya devam et!
Hafız miden bulandı galiba bak tam da yemek saatindi. Hadi yemeğini ye ve gel. Hadi iyisin köfte otuz dakikan var. Köfte demişken yemekte köfte var. Hazır köfte mazır köfte idare edersin artık. Tammam
Dıtt seksen... -Ali ata bak. ''Meraba yha phen şeay kullanıyom da o nası oljak?''
Dıtt doksan... -Ali ata bak. ''Merhaba kusura bakmayın akşam akşam sizi yorucam biliyorum çok yoğunsunuz on dakikadır bağlanmak için bekledim. On dakikada kim bilir kaç değişik insanla konuştunuz bir şeyler anlatmaya çalıştınız. Benim 'tıfı tıfı' olmadı da. Onunla ilgili yardımcı olabilir misiniz?'' (Pek bi hoşuna gitti arada gelir öyle fazla sevinme)
Dıtt doksan bir... -Ali at ''Ben tam bi saattir telefonda bekliyorum. Çay içiyon orda demi p*ç neden açmıyorsun telefonu.'' (Fazla sevinme demiştim)
On bir saat vardiyan sen bi yemek daha hak ettin. Öğle yediklerin var kusura bakma. Ha bi de bu sefer sigara falan içme, çişin varsa da içine işe on beş dakikan var Tammam.
Günde ortalama yüz yüz elli kez tekrarladığımız bu cümlelerin arasında o bunlar geçiyor. Teknolojik çağ, alışveriş çağı, internet çağı... Artık kimse bakkala gidip de bi şeyler almıyor. Tak www alver nokta kom... Özel günlerde kimse kimseye ziyarete gitmiyor. Kutlayan bir mesaj sonuna bi de ad soyad. Sorunun varsa dört yüz gırk dört. Tüm herkes toplumun içinde yaşadığı ezikliği, sistemin içinde öğütülmüşlüğü çağrı merkezi işçilerinde atıyor. Çünkü görmüyorsun onu, o da seni görmüyor. Vücut dilinin, göz temasının iletişimde en büyük etkişelimdir. Sistem buna izin vermiyor. Yalnız yaşa, yalnız öl! Yanlız ve yanlız AL, para harca!
Üç ya da beş yıllık olunca çağrı merkezi işçilerini şahitlikten bile sayma. Bizleri birer yalan makinası yerine koy. Kendi sisteminin bir maşası yap. Çağrı merkezi işçilerinin hiç bir hakları olmasın, verdiğin üç kuruşu beynimizden çıkar. Çok sevdiğim bir arkadaşımın dediği gibi ''Verdiğin mangıra bak, soktuğun zangıra bak'' Vücudan değil beynen güç harcadığın bu iş için, verdiğin emek için bir hakkın olmasın! İyi paşam olduuu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder