3 Temmuz 2012 Salı

Kemal Sunal

 


     1972 Tatlı Dillim + ... + 1999 Propaganda tam seksen iki tane film... Seksen üçüncü için yolda verilen hayat... Türk sineması ona çok şey borçlu. Hani bir şey vardır ya çok seversin ama bırakmak istersin yeter artık dersin ama bırakamazsın ''Ölümüm senin elinden olacak'' dersin. Bu bir kadın olabilir yada başka bir şey Kemal Sunal'da bu şey meslek aşkı çalışma azmi. Uçak korkusu olmasına rağmen ikna ile bir şekilde binmiş. Kalp krizi ile gözlerini yummuş gülen yüz. On bir yaşında falanım hatırlıyorum öldü dediler. O zamanlar insan tabi anlamıyor. Filmini görüp bak işte orda yalan söylüyorsunuz derdim filmlerine bakarak. -Annnemle babama hiç inanmazdım zaten onların ben yokken bir canavara dönüştüğünü sanırdım her defasında onları canavar haldeyken yakalamak için uğraşırdım. Böyle bir çocuğun anne babasının onun öldüğünü söylemesi pek inandırıcı değildi haliyle-

     Sanat dediğin şey toplum içinse eğer; Kemal Sunal bu anlayışın başrol oyuncusudur. Her filminde bir şeyler çaktırdı beyinde. Baskılara karşı baş kaldırmayı, direnmeyi, boyun eğmemeyi alttan alttan ufak ufak verdi millete. Ağaya baş kaldır dedi. Herkese boyun eğme koyun olma dedi size. Gerekirse ağanın havuza işee, tekere çomak sok dedi. Faşizmin ibneliğini puştluğunu öğrendik. Bunların yanında saflığı, temizliği öğretti. Aslında her seferinde toplumun tuttu kolundan...

     Yeni nesile yeni gençliğe de bir şeyler kattı aslında. Oku dedi o da. Yaşla bu işlerin bir alakası olmadığını yirmi üçünden sonra geçti bizden diyen genç nesile üniversite kazanarak ve bitirerek hiç bir şeyin geç olmadığını öğretti. Peki ondan sonra kim kaldı? Şimdilerde herkes köşesine çekilmiş, akil adam olmuş herkes bu millet koyun bunlardan bir şey olmaz diyip rakısını yudumlarken ben bu ülkeden giderimden bahsediyor. Düşünce özgürlüğünü, boyun eğmemeyi bu topluma öğretmen gerekiyor senin, benim. Kim görevini daha iyi yapiyor? Kemal Sunal öğretmek için toplumun seviyesine inmeyi başaran adamdı bence. Kenara çekilip ne olcak yeaa sonumuz dememiş. Şimdi ne mi yapılıyor? Söyleyeyim kardeşim; yogada osurma replikli filmler ülkemde gişe rekoru kırmış film olarak duruyor. Utanıyorum, utanmıyor musun? Peki ya o gittiği yerde utanmıyor mudur sence? 

     Sinemacı değilmiş aslında sadece. Bir nevi yetişkinlerin öğretmeniymiş. Şuan boyun eğmeye koyun olmaya karşı olan orta yaşın üstündekiler belki de onun filmleriyle filizlendirdiler bu görüşleri... Eğer bu savım doğruysa vay halimize. Neden mi? Bundan sonraki kuşak bol bol kuru fasulye ile önce zartt zartt osurur sonra tvde karı memesi bakmaya devam eder.


Ruhun Şad Olsun

10uRcoban7

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder