8 Şubat 2016 Pazartesi

#DADA

     Ekranda büyük bir üstadın harikulade programı var. Ergenliğimizi, genç adam, genç kadın oluşumuzu yaşadık; yaşıyoruz, ekşimtırak bir meyvenin damakta bıraktığı enfes tat misali seninle. Ve hatta yaş almış (senden öğrendiğimiz tabir) adam, kadın; bitirmediği gençliğini yaşıyordur her cumartesi gecesi. Fevkalade sadakat ile yüzlerce kilometreyi tefe koyup yanına geliyoruz. 

     Son zamanlarda biraz farklı gibi değil mi? Aslında siz o farkı yanlış anlıyorsunuz. Okan'a gıcıklık olsun diye geç başlıyor sanıyorsunuz. Göç Zamanı dizisi ile size zulüm yapılıyor sanıyorsunuz. Asla! Adam gibi adam kanal Star TV(!), Londra'da prime time zamanında Dada izlensin diye 01:00'da başlatıyor programı.

     Ritüel bir cumartesi gecesi daha... Ergen yıllarımın dans eden kadını Nez, ilk kez gördüğüm ''Aaa bu Nez'in, ben ergenkenki hali değil mi?'' dediğim hatun, sesine sinir olduğum -kıskanmıyorum!- kel Ceyhun Yılmaz :), ikinci kel, kellere karşı alerjisi olduğunu düşündüğüm entarisi yarım ve ayakkabılara gömen kadın, çizgileri konuşturan adam Erdil Yaşaroğlu, Kötü Kedi Şerafettin'i animasyona çevirdiğini öğrendiğimiz Mehmet Kurtuluş (kesinlikle izlenmeli, hafta sonu giden arkadaşlarımın hepsi olumlu rapor verdi), sesine ve fiziğine hayran olduğum kadın Fatma Turgut ilk konuklardı. En azından hafızamda yer edinenler bunlardı. Eureka! Nez'in yanında bir arkadaş vardı 7, onu da es geçmeyelim dimi.

     Medya Arkası bariz bir şekilde sansür kokmaya başladı. Star'daki Seda ablamızın ve kısa ceketli ağabeyimizin çay içmeli, bol kulisli, az sevişmeli programı artık Medya Arkasında yer almıyor. Bu durumdan çok şikayetçiyiz. İki haftadır mükemmel insanlar evlenmeye geliyor. Farzı misal geçen hafta ilk görüşmede (çay içmeden önceki ilk fasıl) kara sevdaya tutulan ablamızın aşkına nazar değdi. Talibi olduğu beyefendi ile birlikte beyefendinin yaşadığı yeri görmeye gitmişler. Yolda para mevzusu yüzünden araları açılmış ve yıldırım aşkı yıldırım karesi ile sona ermişti. İki aday karşılıklı anlaşıp şiddetli anlaşmazlıktan dolayı farklı adaylara yöneldiklerini açıkladılar. Türkiye buna hazır değil tabiki! Lakin iki çılgın aşık yeni adaylarla tekrar bir aşka yelken açarlar ise toplum olarak umarım rahatlayacağız. Umalım ki bir dahaki seferde para mevzusu problem olmayacak adaylar denk gelir. Star TV de bu sansüre son verirse Medya Arkası'nda gelişmeleri bi güzel izleriz. Zuhal Topal'ın çay içmeli programındaki teyzemizin isteği ne kadar da içten değil mi? Onun kriterleri daha manevi... En kısa zamanda ona da güzel ve maksimum elli altı yaşında kısmet inşallah.

     Milletçe hasretinden tarumar olduğumuz Survivor da bu sene Yılmaz Morgül ile başladı. Haftaya Medya Arkası'nda coşacağımızı şimdiden hissediyorum. ''Türkiye'nin süper starı beeeeenimm'', asın balkonlara bayrakları Yılmaz Morgül geliyor!

     Nez'in gençliğine benzeyen hatun tayt entarisi ile şovuna başlamak üzere iken, stüdyo seyircilerinden biri kameraların önüne fırladı. Sadece kendi fırmalamadı, garip bir sarı tona hakim sütyeni de kameralar önüne fırladı. İletişim fakültelerinde radyo sinema televizyon bölümü okuyan gençlere ders niteliği taşıyan hadise tam o an başladı. Okan Bayülgen televizyonun çocuğu, şaşkınlığın verdiği soğukkanlılık ile kıza sarıldı. Ekran başında donduk kaldık. Konukların gözleri şaştı kaldı. Ceyhun Yılmaz, alevlenen ateşi söndürmek için üstünüzdekini çıkarıp ateşin üstüne atarsınız oksijeni kesersiniz ya hani o refleks ile çıkardı ceketini. Gerçekten ortada oksijen ve ateş vardı. Elinizde olmayan bir nedenden ötürü cezalandırılıp yanabilirsiniz o durumda. Okan Bayülgen kıza konuşabilirsin ama soyunmadan dedi. Israrla rejiye yayını kesmemesini söyledi. Kıza ne demek istediğini sordu. Bizler de duyduk kimi neyi protesto etmek istediğini. Kıza, hem kendisi için, hem kendi için, hem kanalı için protestosuna izin vermedi. Ne kaba kuvvet, ne al şunu şurdan ile... Konuştu... Sadece konuştu! Kız özür diledi ve geçti yerine ve daha sonrasını bilmiyoruz.

     Kelimelerimin yetersiz kaldı farkındayım. Nasıl bu kadar profesyonelsin! Mükemmel! Twitter'da tweetlere baktım. Genel olarak herkes Okan Bayülgen'in bu durumu harika kontrolünü yazmış. Yüzde yirmi diyebileceğimiz bir kesim bunun bir senaryo olduğunu yazmış. Bunun öyle olmadığını programdaki herkesin yüz ifadesinden ve Okan'ın soğukkanlı şokundan anlamak mümkün. Tabi ki Beyaz'dan sonra kendi programında bi' şeyler olmasına hazırlıklıydı. Ona sözüm yok. Fakat mükemmel bir kontrol var ortada. Okan Bayülgen'e bir defa daha hayran kalmak için geçerli bir sebep değil mi?

     Güzel ülkemin bu boktan hallerinden kimse memnun değil, farkındayız her şeyin. Her şeyde olduğumu gibi sapla samanı birbirine karıştırıyoruz. Eğlence programı be kardeşim! Elimizde avucumuzda klasik saydığımız nadir eğlencelerimizden biri kaldı onu da sikip atmayın! Barış ne klavye başında twitterda elde edilir ne de şov programında soyunarak. Farklı görüşlerin ideolojilerin olabilir. İdeolojini anlatma, yayma propaganda etme yolları vardır. Mevcut iktidardan memnun olmadığını söyleyen milyonlarca genç var. 7 Haziran ve 1 Kasım'da kaç milyon kişi sandığa gitmemiş bi bak! Milyonlarca üniversitelinin kaçı sandık kaydını okuduğu ile almış bir bak!

     Sıradan bir cumartesi gecesi, ulusal bir kanalın şov programında soyun, slogan at sonra izle başına gelecekleri. Bir şeyleri değiştirmek mi istiyorsun? Önce çevrendekilere anlat, inandır, örgütlen sonra git oy kullan kullanmaya teşvik et. 

     Beyaz Show'a rekor bir ceza kesilmiş. 850 bin TL. Kanalın kararı mı yoksa başka birilerinin kararı mı bilemem bant yayını yaptı bu hafta. Yılbaşında dahi bant yayını yapmamış Okan Bayülgen'e de böyle bir yöntem uygulanır mı bilemem? Okan'ın da bunu kabul edeceğini sanmıyorum. Velev ki olursa change.org'da imza kampanyası açacağım! En azından önümdeki klavyeyi kullanabildiğim kadar yararlı kullanmayı tercih ediyorum. 

     Eleştireceksiniz, adamın tek derdi bir şov programı olmuş diye. Aslında tam öyle değil. Artık bazı şeyleri takmıyorum. Neden mi? Seçim zamanı bi arkadaşımın seçim kaydını aldırması için götümü yırttım. Ondan daha çok uğraş verdim. O sikine takmadı. Ara ara görüyorum twitterda ülkeyi kurtarmaya çalışıyor. O zamandan beri gülüp geçiyorum, takmıyorum.

     Son olarak Haldun Dormen'in Sahne Tozu Tiyatrosu, Konak'ta, o meşhur YKM'nin arka tarafında! Saat Kulesi'ndeki güvercinlere bile sorsan gösterir. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder