19 Nisan 2015 Pazar

Aslında #HepimizBeyzayız

     Uzun bi aradan sonra tekrar yazmaya başlıyorum. Bu satırlara tıklamadığım her bi karakter sayısı kadar o kadar pişmanım ki anlatamam. Artık siz değerli okurlarım ile daha iç içe olacağım.
     Yazıya bu denli riyakâr başlamayacağım tabi ki. Zira beni yazmaktan alan herhangi bir şey yoktu. Üşengeçlik, götümü kaldıramamak falan filan blogumdan uzak kalma sebebim. Herkes gibi; başımı kaşıyacak bi zamanım da yok cümlesi de değil. İnsan yirmi dört saatlik zaman diliminde okumaya ve yazmaya illa ki zaman ayırabilir. Cinsel organımıza bile özel zaman ayırmıyor muyuz sonuçta?
     Ritüellerim vardır benim. Hayatımda önemli dönem arz eden sınav geceleri Okan Bayülgen izlerim. Bu ritüel iki bin altı yılındaki öğrenciyi önce pozisyona sokma sonra da yerleştirme sınavı ile başladı. Yarın (Pazar saat 9:30) da Açıköğretim Fakültesi'nin son sınıfına geldiğim vize sınavım var. E geleneği bozmak olmaz dimi ;)
     Daaaat daaaat daaaat... İlk reklam arası dönüşünden sonra programa Beyza bağlandı. Tanıdın dimi o Beyza'yı? Bana hayır deme. Nasıl tanımazsın? Sen Beyza o Beyza, ben Beyza o Beyza, annenin kısır gününe gelen gözlükleri burnuna gelen Beyza teyze o Beyza, babanın dükkanına gelen karısının verdiği iki yumurta siparişini almaya gelen Beyza o Beyza, üniversitede farklı bölümler okusanız da ev arkadaşın Beyza o Beyza... O Beyza, bilimsel bi yaklaşım ile programın Prof Dr'u, deneysel yaklaşımı ile bilinen hidrojen ve oksijeni birleştirme TARZı ile bilinen yarışma programı yarışmacısı Özlem'e bilimsel bir soru sordu. Ardından yüz seksen derece dönüp Okan'a nükleer santral serzenişinde bulundu. (Geyik yeter gari değil mi?)
     Okan Bayülgen, özellikle çocuk olduktan sonra asilikten biraz daha yumuşama evresine geçti diye düşünmedik mi? Şahsen ben düşündüm çünkü ROK kendisine TV'de demediği ağır laf kalmamasına rağmen yıllar sonra kendi programında konuk alması, kendi eliyle meşhur ettiği adamların işten ayrıldıktan sonra kendisine geçirmelerine sessiz kalması, toplumsal olaylarda artık eskisi gibi sevdiğimiz tavrı ile yani arıza haliyle olmaması vs vs... Biz Okan'ı haksızlığa karşı durması ile alıştık.
     Beyza'nın nükleer yakınmasına verdiği cevap ile aslında bu eleştirilere köküne kadar soktu. NTV'de, TV8'de, HaberTürk'te bir çok tematik program yaptı. Kaç kişi izledi? Reytinglerde kaçıncı sırada kaldı? Adama aslında biz istediğimiz gibi yaptık, arz talep ilişkisi... Show ağırlıklı programları iyi reyting yaptı demek ki biz böyle istedik. Sadece Show yap ve bizi güldür. Haklısın abi! Haklısın baba! Öyle başa böyle tarak, öyle göte böyle yarrak! Çocuğun olması falan değil. Tam tersi çocuğuna daha iyi bi gelecek daha iyi vatan bırakmak istemez mi insan? Nükleer reklamında gülen çocuklar değil gerçekler... 
     Beyza'lar(!) gelecek, Okan'ın değil bizim elimizde! Zira torunlarımız bu yarımadadan başka adalara kaçmak zorunda kalabilir. Kimisi ünlü kimisi gönüllü olarak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder