Cadde mağazaları ya da AVM mağazaları çocuğu değildi. O zamanlar zaten yoktu muhabbeti değil, bu zamanlardaki kadar yoğun olmasa da her şehirde vardı illaki. Semt çocuğu edası vardı zaten mizacında o yıllardan beri. Aptal bakışlar atan, topuz alnının altında şemsiye kaşlı piç kurusu... Koca koca adamların sütyen akıp, kafalarına don geçirdikleri ve sonuna doğru vardığında olayın sebze meyveye bağladığı mağazaydı bizimkisi. Yol boyunca etrafla selamlaştığın, durup iki laf tokuşturduğun mağaza...
Tekstil işçisinin emeği ile harmanlaşmış çok makineleşmemiş; bi pantolon, bi gömlek, omuz kemeri ve daha üzerinde kullanılan yapıştırıcının kokusu gitmemiş bi çift ayakkabı... Bayram pazarının bayram alışverişi böyle idi bizim oralarda. Normalde on gibi kapanan fakat bayram diye daha çok müşteri daha çok para için gecelere kadar açık cadde mağazalarındaki cebi şekilli üç beş zibidinin kahrını çekmek zorunda olan reyondan görevli personel değil; sapına kadar pazarlığını yapan en fazla akşam ezanında tezgahı toplayan kotçu Hüseyin, ayakkabıcı Erol, kuruyemişçi Mehmet ağabeydi...
İyi bayramlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder