14 Mayıs 2013 Salı

On Bir - On İki


  • On bir mayıs; tatlı bir cumartesi günü, Aydın'ın güzel havasında şort terlik takılıyorum. Planlar belli, memlekete gelmişim uzun süredir görmediğim arkadaşlarımı görmek hoş beş sohbet etmek ve akşam da İnönü Stadyumu'ndaki son Beşiktaş maçını izlemek. Oturuyorum, -Koçarlı'nın (Aydın'ın küçük bir ilçesi - büyüdüğüm yer) en fiyakalı yeri- Adnan Menderes Park'ta. Her şey standart ilerliyor. İstanbul'da gündemde her şey normal. İki üç saat geçmeden Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde patlama! Flaş Flaş Flaş!.. Haber soğumadan on beş dakika sonra aynı yer, ikinci patlama! Gökyüzünün alabildiğine mavi, güneşin en tepede simsiyah saçlara sarı tonlar attırdığı, bir bahar gününde insanın üzerine kara bulutlar çöküyorsa o insan Türkiye'de yaşıyordur. Bu gün itibariyle tam 51 yurttaşımız katledildi. 48 yurttaşımız hala yaşam savaşı veriyor. Bu katiamın oluşmasına yardım ve yataklık eden dokuz Türk! Medya sus pus. Yayın yasağı var. Bunlara yok; (şuan kanal kanal geziyorum) mahsun(!) bir yapım olan bir dizimiz, bir Türk haber  kanalımız şuan Angelina Jolie'yi konuşuyor, ünü Panama'ya kadar dayanmış ünlülerimiz ünsüzleştirdikleri Dağhan'ı konuşuyor. Medyayı susturup aptallaştırır isen onu izleyen - okuyan - dinleyenleri de dolaylı olarak susturup aptallaştırırsın. Medya susmasın!



  • On iki mayıs; bir gün öncesinde dolayı pek de tatlı olmayan bir pazar günü. Gerçi hiç bir şey olmasa bile o pazar günleri bana hep kasvetli ve berbat gelmiştir. Ülkemizde hoşgörü ve medeniyet olarak taçlandırılan İzmir'de Göztepe - Tavşanlı Linyitspor maçı vardı. Göz Göz berabere bile kalsa PTT 1. Lig'de kalacaktı. Tavşanlı ligde kalmak istiyor ise ancak yenmesi gerekliydi. Maçın sekseninci dakikasında Tavşanlı gol attı ve Göztepe tribünlerinden koltuk ve yabancı madde yağmaya başladı sahaya doğru. Maç bitti stad içi ve dışı harabe. Küçük çocuklarıyla gelen aileler zor durumda çocukların gözlerinde korku. İşin suyunu o kadar çıkarmışlar ki Güzelyalı'daki kulüp binasına saldırmışlar. Her şey yerle bir. On iki mayıs akşamı; Fenerbahçe - Galatasaray sezonun son derbisi. Fener yenerse ikinciliği garantileyecek. Gs yenerse de 14 yıldır Kadıköy'de yenemediği ezeli takibinin serisini sona erdirecek. Yani ortada şampiyonluk durum yok. Gs bir hafta öncesinde şampiyonluğunu garantilemişti. Maç 2-1 Fener üstünlüğü ile bitti. Fener galibiyeti, Gs şampiyonluğu kutladı. Her şey normal dimi? 19 yaşındaki Burak Yıldırım stadyumdan ayrılıp evine dönerken iki Gs taraftarı tarafından saldırıya uğradı ve bıçaklandı. Daha 19 yaşında veda etti; bu hayata, Fenerbahçe'sine, ailesine, kız arkadaşına... Batsın sizin futbolunuz. Bir de futbolcu ağzından bakalım duruma; Fenerbahçe futbolcusu Gökhan Gönül twitter adresinden söyle yazdı: ''Güzel bir galibiyet ile geceyi kapattığımızı düşünürken, maalesef bir taraftarımızın vefat ettiğini derin bir üzüntü ile öğrendim. O andan itibaren hiçbir galibiyet, hiçbir kupa ve hiçbir şampiyonluğun önemi kalmadı'' 

On bir ve on iki mayıs böyle geçti işte. Terör vardı yakamızda. Eğlencemizde terör, Reyhanlı'da terör! Medya yasağı yerine Milli Yas'ı hak ediyor Reyhanlı!


                                                 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder